top of page

Saraybosna, Mostar, Bosna-Hersek Seyahat Rehberi

Tarih ve Doğa Dolu Saraybosna’dan Mostar’a...



İşte yeşil ve mavinin buluştuğu, eşsiz doğasıyla balkanların Kudüs’ü Bosna! Bosna Hersek uzun zamandır gitmek istediğim ülkeler listesinde yer alıyordu fakat vizesiz ülkelerin uçak biletleri genelde daha pahalı olduğu için uzun süre indirim gelecek günü bekledim. Sonunda da geldi :) Pegasus’un Balkan ülkeleri indiriminde sonunda aradığımı buldum. Aklınızda belirebilecek bir soruyu hemen cevaplayayım; İstanbul Sabiha Gökçen’den Saraybosna’ya uçuş yaklaşık 1:30 saat sürüyor.


Saraybosna, Bosna Hersek’in başkenti, nasıl okunduğunu hala bilmediğim Miljacka nehrinin etrafında kurulu ve Alp Dağları’nın uzantısı olan Dinar Alpleri ile çevrili bir şehir. Hatta daha önce bu dağlarda balkanların ilk kış olimpiyatları gerçekleştirilmiş. Alplere bakıyor olduğunu bilmek bile insana öyle bir ferahlık hissi veriyor ki anlatamam :)


Saraybosna’nın en işlek sokaklarından birinde bulunan Old Corner Apartments’da kalacağımız yeri ayarladım. Ayrıca Booking.com’da seçili otellerde %10 Genius indirimim olduğu için gecelik 128 TL gibi bir fiyat ödedim.


Havaalanından kalacağımız otele taksi ile gittik. Saraybosna Havaalanı ile şehir merkezi yaklaşık 30 dakikalık bir yol, biz 30 KM ödedik. (Bosna’nın kullandığı para birimi olan KM=Kovertibl Mark) 1 Türk Lirası yaklaşık olarak 0,50 KM’ye denk geliyor. Evet, arkadaşlar, bu ülke günümüzde hala Mark kullanan nadir ülkelerden :)


Öneri 1: Saraybosna’ya gelirken mutlaka yanınıza şemsiye, ceket ya da uzun kollu hırka alın. Ne an yağmur yağacağı hiç belli olmuyor, ben Haziran’da gittiğim halde serin bir sağanak yağmurunun ortasında kaldım saatlerce :)


Latin Köprüsü

Saraybosna’ya adım atar atmaz görmek istediğim köprü! Tarihe bu kadar damgasını vurunca insan daha büyük, görkemli bir köprü bekliyor açıkçası :) Bu köprü var ya bu köprü, ortaokul ve lisedeki tarih kitaplarında okuduğumuz “Avusturya-Macaristan arşidükü Franz Ferdinand ve eşinin Sırp bir milliyetçi tarafından öldürüldüğü, suikasta uğradığı” köprü! Tanıdınız şimdi di mi? Hangimiz bilmiyoruz ki bu hikâyeyi… Adeta tarih kitaplarına dair hatırladığım en net olay, sonuçta 1.Dünya Savaşı’nı başlatan olay olarak kabul ediliyor, kolay mı unutması? :)


Başçarşı (Baščaršija)

Gerçek bir Osmanlı çarşısı! Çok ciddiyim, Başçarşı sokaklarında gezerken tarihte yolculuk yapıyor insan. Eski dükkânlar, taştan yapılmış hanlar, medreseler, tarihi camii :) Gerçekten kendine has bir havası var. Otantik sözcüğü doğru sözcük olur burayı anlatmak için. Başçarşı içerisinde zamanın Bosna Sancak Beyi Gazi Hüsrev Bey’in yaptırdığı tarihi camii, saat kulesi, bedesten bulunuyor. Bedestenin içinde bakır cezvelerden fincanlara, ipek eşarplara kadar otantik bir alışveriş yapabilirsiniz. Başçarşı meydanında bulunan Başçarşı Sebili (yani Çeşmesi) ise adeta şehrin sembolü olma özelliği taşıyor.


Öneri 2: Kahvaltı kültürü Boşnaklarda biraz değişik. Kahvaltıda ya börek yiyorlar ya köfte! Biz tercihimizi her sabah börekten yana kullandık ve Başçarşı’da bulunan Buregdzinica Bosna isimli börekçide peynirlisinden kıymasına, ıspanaklısından patateslisine Boşnak börekleri yedik. Benden söylemesi! Yemeden gitmeyin, pişman olursunuz, bambaşka bir lezzet :)


Öneri 3: Akşam yemeği yiyeceğinizde, bakın büyük harflerle yazıyorum, mutlaka ilk rotanız Başçarşı’daki DVERİ olsun. Bu restoranda yiyip yiyebileceğiniz en lezzetli biftekleri yiyebilirsiniz. Rezervasyon usulü çalışıyorlar, birkaç saat önce gidip yer ayırtmanız ya da aramanız faydalı olur :) Ev şarapları ise çok ünlü.


Umut Tüneli

Umut Tüneli, diğer bir adıyla Yaşam Tüneli, Saraybosna Sırplar tarafından kuşatıldığında kente yiyecek, su, silah ve ilaç ulaştırmak için kullanılmış 800 metre uzunluğundaki gizli bir tünel. Aynı zamanda Saraybosna’yı Saraybosna Havaalanı’na bağlıyormuş. Yaklaşık 200.000 insanın öldüğü bu savaşta Umut Tüneli sayesinde 300 binden fazla insan hayatta kalabilmiş. Bu gizli tünele giriş sağlayan ev ise hala Saraybosna’daki birçok yapı gibi kurşun izlerini taşımaya devam ediyor. Üç yıl süren savaş sonunda Bosna’da 1600’ü çocuk olmak üzere yaklaşık 11 bin insan hayatını yitirmiş. Umut Tüneli’ne tramvayla Ilıca durağında inip yürüyerek gidebilirsiniz. Müzeye giriş 10 Euro.


Vrelo Bosne Milli Parkı

Yeşil, mavi ve mis gibi orman havası mı dediniz? İşte tam yerini biliyorum! Vrelo Bosna Milli Parkı :) Bana gördüğüm Yedigöller fotoğraflarını hatırlatan bir park, tabii dümdüz bir arazi üzerinde. Şelaleler, nehirler, ağaçlar… Nehir gölcüklerinde yüzen ördekler ve kuğular! Daha anlatmama gerek var mı? Mis gibi çim ve çam kokusu! Dinar Alpleri’nin eteğinde yürüyüşe var mısınız? Bosna halkı burada yürüyüşünü de yapıyor, koşusunu da yapıyor, bisikletini de sürüyor, köpeğini de gezdiriyor :)


Öneri 4: Yeni şehir tarafına doğru ilerlerken mutlaka Sonsuzluk Ateşi’ni bulun. Şehrin ortasında barış anıtı olarak sürekli yanan bir ateş var: “Eternal Flame”. Halkın inanışına göre o ateş yandığı sürece savaş olmayacak, barış kendini koruyacak :)


Mostar

Aklımda köprüsü ve yağmuru ile kalan Mostar! Biz Saraybosna’dan Mostar’a araba ile 2:30 saatte ulaştık. Mostar’a giden yol o kadar güzeldi ki durup durup fotoğraf çekmekten yolu yarım saat kadar uzatmış olabiliriz :) Alp dağlarının arasında gezerken büyülenmemek, yeşiline mavisine ayrı hayran kalmamak mümkün değildi.


Mostar şehri Kanuni Sultan Süleyman’ın emri ile Mimar Sinan'ın öğrencisi Mimar Hayreddin tarafından inşa edilmiş Eski Köprü (Stari Most) ile ünlü. Bu eski taş köprü UNESCO dünya kültür mirası listesinde yer alıyor. Şöyle de bir hikâyesi var; dönemin padişahı köprünün inşasında köprüyü tutan tahtalar kaldırıldığında köprü yıkılırsa mimarı idam edeceğini söylemiş ve Mimar Hayreddin korkudan kendi mezarını kazmaya başlamış, neyse ki köprüye hiçbir şey olmamış :) Boşnaklardan kız almak da kolay sandıysanız hiç öyle düşünmeyin! Boşnak bir babadan kız alacağınızda köprünün tepe noktasından atlayarak cesaretinizi kanıtlamanız gerekiyor. Köprüden atlayın, cesaretinizi kanıtlayın, hatunu kapın :)


Öneri 5: Eğer siz de bizim gibi araba ile gidecekseniz Jablanicko Gölü’nün orda 5 dakikalık bir seyir molası verin. Arabayı mutlaka kenara çekin ve köprünün üstünde bu kartpostal manzarasını seyre dalın. Ben henüz daha iyisini görmemiştim :)


Blagaj Tekkesi

İşte Bektaşi izleri taşıyan, Müslümanlığın Bosna’ya ilk geldiği nokta olarak kabul edilen ve günümüzde hala birçok dini liderin geldiği, konakladığı bir tekke olarak devam eden Blagay Tekkesi. Mostar şehrine 15-20 dakika uzaklıkta bulunuyor. Tekke’nin içindeki balkondan görüp görebileceğiniz en muhteşem manzaralardan birini izleyebilirsiniz. Öyle bir nokta ki vadinin ortasındaki bu tekke tam olarak Neretva nehrine akan suyun kaynağı olan mağaranın başına kurulmuş. Benim daha bir şey dememe gerek yok, fotoğraf size her şeyi anlatmaya yetecektir, şahsen benim sözcüklerim tükenmişti adeta :)


Bosna-Hersek seyahat ettiğim ilk Müslüman ülkeydi. Eleştirmem gerekirse ülkenin bana kötü gelen yanı cami önünde oturan amcaların turist kızları uzun uzun kesiyor olmasıydı. Göz tacizi burada da var anlayacağınız.

Saraybosna’ya eğer şehir dışına çıkmayacaksanız 2 gün yeterli, ama benden öneri mutlaka Mostar’a ve Blagaj Tekkesi’ne gidin! Saraybosna’dan daha çok beğeneceğinize emin olabilirsiniz. Hatta belki konaklamanızı Mostar’da bile yapabilirsiniz, kim bilir? :)


Bir sonraki yazımda görüşmek üzere. Leylekleriniz hep havada olsun! :)

Comentarios


bottom of page